ADANA CİNSEL TERAPİ VE VAJİNUSMUS ÇÖZÜM MERKEZİ
Çiftler ayrı ayrı ve birlikte büyürler. Kariyer Polikliniği Aile Danışmanlığı ve Aile Eğitim Merkezimiz'de, süreçimiz çiftlerin evliliğinizi etkileyen davranışları anlamalarına ve tanımlamalarına yardımcı olmaktır. Terapistlerimiz, sağlıklı iletişim, sınırlar, duygusal samimiyet ve güven geliştiren ve geliştiren planı gerçekleştirmek için sizinle birlikte çalışır.
İlişkilerde olan insanlar, iktidar mücadelelerinden ve iletişim problemlerinden sadakatsizlik ve cinsel memnuniyetsizliğe
kadar çeşitli nedenlerle danışma alırlar. Etkili çift terapisi muhtemelen ilişkinizin birçok yönünü ele alacaktır. İletişim, ilişki
terapisinin ana odak noktası olma eğilimindedir. Terapistler, bir ilişkiyi iyileştirmedeki ilk adımlardan birinin, herkese duyguların
ı nasıl düzenleyeceğini öğretmek, sakin kalmak ve yeni ve eski sorunları çözmek için sağlıklı iletişim becerileri kullanmak olduğunu
anlıyor ve birçok kişi danışmanlığın bir sonucu olarak iletişimini geliştirdiğini görüyor. Tüm terapistler veya danışmanlar çiftlerde
veya evlilik danışmanlığında eğitilmemişlerdir. Anadolu aile, evlilik ve çocuk terapi merkezi'nde, yüksek eğitimli, yetenekli,
deneyimli, lisanslı veya sertifikalı evlilik ve aile terapistlerinden oluşan bir terapist ekibi kurduk. Tüm ekibimizi ana sayfadan görebilirsiniz.
Cinsel sorunların yüzde biri bedensel faktörlere dayanırken geri kalan ve neredeyse bütününü oluşturan büyük çoğunluğu bedensel değil psikolojik sebeplerden kaynaklanmaktadır. Cinsel problemlerin tedavisi mümkün olmasına rağmen çoğu kişi bu problemini yok saymaya çalışır ve tedaviden kaçınır.
Hem kadınlarda, hem de erkeklerde cinsel problemlere çok sık rastlanır. Sebepler bireye özgü olsa da genellikle cinsel açıdan ailevi baskı altında yetişmiş kişilerde cinsel problemler kaçınılmazdır. Cinsellikle ilgili yanlış bilgilendirilmeler, yaşanmış kötü tecrübeler de cinsel sorunlara yol açabilir.
Kadınlar kültürel sebeplerden cinselliği konuşmaktan çekinmekte, ayrıca cinsel fonksiyon bozukluğuna rağmen cinsel hayatını devam ettirebildiği için de cinsel sorunu ile yaşamayı tercih edebilmektedir. Hatta bazı kültürlerde cinselliği sadece eşinin ihtiyaçlarını karşılamak için yaşayan, kendi cinselliğini önemsemeyen ve probleminin farkında olmayan kadınlar dahi vardır.
Kadının cinsel hayatını yönlendirmesinde erkeğin etkisi büyüktür. Kadında görülen cinsel problemlerin kaynağı sadece kadın değildir. Kadın başka bir takım sebeplerden cinsel soğukluk ve isteksizlik yaşayabilir fakat erkeğin bu konudaki yaklaşımı bu problemi n çözümüne yardımcı da olabilir, daha da kötüye gitmesine sebep de olabilir. Kadınlar da cinsel istek eşine karşı duyduğu sevgi, sevilme ve beğenilme hisleri ile doğru orantılıdır. Cinsel isteksizlik kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Kadının fizyolojik özelliklerinin yanı sıra aile içerisindeki sorumluluğunun daha fazla olması, eşinden destek görememesi, eşi tarafından kötü söz ve şiddete maruz kalması özellikle cinsel isteksizliğe yol açar.
Evliliklerinde cinsellik dışında başka problemleri olmayan çiftler bu sorunu kolaylıkla aşabilirken, problem önemsenmeyip tedavi süreci ertelendiğinde evlilikte başka iletişim ve uyum problemleri görülmekte; bu da her iki tarafın iş ve sosyal hayatını olumsuz etkileyebilmektedir. Bu süreçte karşı taraf eşine anlayışlı davranmalı ve sabırlı olmalıdır. Eşinin baskısı ile tedaviye zorlanan kişilerde problemin çözümü çoğu zaman mümkün olmaz. Psikolojik sebeplerin ortadan kaldırılmasında kişinin kendini hazır hissetmesi ve çözümü konusunda istekli olması birinci koşuldur. Kişinin cinsel problemini fark etmesi için öncelikle özgüveninin yerinde olması ve cinselliği hak ettiğini düşünmesi gerekir.
Cinsel hayatında sorun yaşayan kadınların bir kısmı bu sorunu kabullenip hayatlarını bu şekilde devam ettirmeye çalışırlar, fakat bu çözüm değildir ve başka sıkıntılar yaşamalarına sebep olur. Görülen en büyük etki mutsuzluk, huzursuzluk, tahammülsüzlük ve bunların getirdiği bir takım fiziksel rahatsızlıklardır ( baş ağrısı, baş dönmesi, halsizlik, mide bulantısı, karın ağrısı, unutkanlık, çarpıntı, bayılma… gibi).
Kadınlarda en sık görülen cinsel problemler;
- vajinusmus (ilişkiye girememe),
- cinsel isteksizlik,
- orgazm olamama,
- cinsel tiksinti.
Özellikle ülkemizde olduğu gibi erkekliğin cinsellikle özdeşleştiği kültürlerde yetişen bir erkeğin cinsel problemini kabullenmesi daha zordur. Cinsellikte erkeğin aktif ve yönlendirici olması gerektiği düşüncesi de erkeğin kendini baskı altında hissetmesine ve performans kaygısı ile sorun yaşamasına sebep olabilmektedir. Erkeğin cinsel problemini kabullenmesi ve çözüm araması için zamana ihtiyacı olabilir. Bu süreçte ısrarcı ve sabırsız davranan kadınlar eşlerine yardımcı olamaz, aksine erkeğin bu konuda bir direnç geliştirmesine sebep olabilirler.
Cinsel sorunları olan bazı erkekler mastürbasyona yönelerek fiziksel ihtiyaçlarını gidermeyi tercih edebilirler. Fakat bu sağlıklı bir çözüm değildir. Kişi bir süre sonra bunu alışkanlık haline getirebilir ve eşiyle yaşadığı ilişki seyrekleşir. Cinselliğin seyrekleşmesiyle eşler birbirinden uzaklaşır ve her iki taraf da cinsel sorunu çözme isteğini kaybeder.:
Erkeklerde görülen cinsel problemler ise;
- erken boşalma
- sertleşme problemi,
- cinsel isteksizlik,
- orgazm olamama.
Ruh sağlığının yanı sıra bedensel sağlığa dikkat etmek ve rahatsızlıkların tedavisini ihmal etmemek de cinsel hayatta yaşanan sorunları azaltmaya yardımcı olur. Genel sağlık durumu yerinde olmayan kişilerin, (fazla kilo, eklem problemleri, ağız ve diş hastalıkları, cilt hastalıkları… gibi) cinsel problem yaşama ihtimalleri daha yüksek, problemlerini çözme şansları düşüktür. Bedensel rahatsızlıklar ruhsal sıkıntılara, ruhsal sıkıntılar da bedensel problemlere yol açtığından hem ruh hem de beden sağlığımıza önem vermemiz gerekir.
Cinsel problemine karşı duyarlı olmayan ve bu konuda tedaviden kaçınan kişilerin eşlerinde bir takım şüpheler oluşabilmekte (eşinin kendisini sevmediği, beğenmediği, eş cinsel olduğu, bir başkası ile kendisini aldattığı… gibi); bu şüpheler evlilikte aşılması zor sıkıntılara yol açabilmektedir. Oysa ki basit bir tedavi ile evlilik hayatınızı çıkmaza sokmaktan kurtarabilir ve mutluluğu yakalayabilirsiniz. Cinsel sorunlar (problemler) her kültürde ve eğitim düzeyindeki kişilerde görülebilir. Cinsel sorununuzu kabul etmekten ve tedavi sürecinden kaçınmayınız.
VAJİNUSMUS:
Kadınlarda İlişkiye Girememe
VAJİNİSMUS
-Sizi anlıyoruz!
-Sizi seviyoruz!
-Varlığınıza ve probleminize saygı duyuyoruz!
Vajinismusu genel olarak tanımladığımız zaman fiziksel bir engel olmamasına rağmen kadının korku, kaygı ve endişelerinden dolayı cinsel ilişkiye izin vermemesi, verememesi olarak tanımlıyoruz. Vajina (kadın cinsel organı) ilişki sırasında penisin büyüklüğü yada küçüklüğüne göre kendini hazırlar. Cinsel birleşmenin durumuna bağlı
korku ve kaygı ile kadın erkeği ve erlkeğin penisini vajen bölgesine yanaştırmazken, bazıları ise yanlızca vajen girişinde bu hisleri yaşarlar. Vajinismusun oluş nedenleri kişilere göre farklılık gösterir.
Benim vajinam çok küçük olabilir veya çok dar bu yüzden ilişkiye giremiyorum diye bir kavram genelde yoktur, çünkü vajina esnektir ve doğumda bir çocuğun başını çıkaracak kadar genişleyebilir (ki bu yaklaşık 10 kat genişlemedir).
Korku ile kadının vücudunda ve vajen bölgesinde kasılmalar ve kilitlenmeler oluşur. Bu kasılmalar kadının kontrolü dışında oluşur. Vajinanın girişindeki kasların kasılmasının yanında tüm vücutta bir kasılma , endişe, korku ve panik hali olur, ve kadın bacaklarını sıkıca kapatır.
Vajinusmuslu kadınların bazıları ise kızlık zarlarının çok kalın olduğuna ve bu yüzden ilişkiye giremediklerine inanırlar ve de eşlerini de inandırırlar, sorunun kızlık zarının ortadan kalkmasıyla çözüleceğine inanan çift bir kadın doğum uzmanına giderek ve anestezi ile bayıltılarak kızlık zarlarını ameliyatla açtırırlar, ama bu da çözüm getirmez ve bunun da işe yaramadığını gören çift iyice umutsuzluğa, karamsarlığa kapılıp ilişkilerini yıpratmaya ve birbirlerini suçlamaya başlarlar.
Vajinismus sorunu olan kadınların büyük çoğunluğu doktora muayene olamaz, tıpkı ilişkide olduğu gibi panik ve korkuya kapılır, bacaklarını kapatır ve ağlama krizine girerler.
Bazen de sorunun ilaçlarla veya genel anestezi (bayılma) altında ilişkiye girmekle çözüleceğine inanılır, uyutularak kaslarda gevşeme sağlanabilir ve hatta yanlış bir metod olarak vajinusmuslu kadınların genel anestezi ile uyutulup partnerleri ile cinsel ilişkiye girmeleri sağlanır ama bu sorunu çözeceğine daha da büyütebilir. Kadın uyanık olduğunda cinsel ilişkiden gene korkacaktır ve kocası ise daha evvel anestezi altında ilişki kurduğu karısına karşı zorlayıcı bir tutum izleyebilir. Bu da korkuyu arttırır. Ayrıca anestezi altında ilişkiye girilen kadın kendi kontrolü dışında bu tip bir ilişki yaşamaktan psikolojik olarak kötü etkilenebilmektedir.
Bu yaklaşımın nedenlerin bir tanesi vajinismusun cinsel yaklaşım ,vajinaya giriş sırasında vajenin etrafındaki kasların kasılması ve bundan dolayı cinsel ilişkiye girilememesi düşüncesidir.Bu tamamamen doğru değildir, bunun nedenlerini daha sonra yazacağım.
Gene bu düşünce tarzı ile son zamanlarda vajene botox uygulamaları yapılmış ve vajen kasının kasılması engellenmiştir.Gerçek vajinismuslularda bu yaklaşımda çözüm sağlamamaktadır.
Bu tip sıkıntılı kişilere sakinleştirici ilaç, antidepresan ilaç vermekle bu sorun çözülmez, aksine bu tip ilaçların bazılarının cinsel isteği azaltıcı etkisi vardır, böylece sorun çözülmediği gibi başka bir sorun olan cinsel isteksizlikte sıkıntıya eklenmiş olur.
Kas gevşeticiler veya alkol alıp sarhoş olup cinsel ilişkiye girme çabaları da hep hüzün ile sonuçlanır.
Çok kolay tedavi edilebilen bir sorun olan vajinusmus bu tip yanlış bilgi ve denemelerle büyür, büyür.
Kadında sıkıntı, gerginlik başlar, kendisinde eksiklik olduğu duygusu ile suçluluk duymaya başlar, Ümitsizlik ve karamsarlığa düşer.
Kadınların çoğunluğu bu durum karşısında gösterdiği tepkinin fazlalığını ve de gereksizliğini bilir,korkuya karşı verdiği tepkinin aşırılığını mantıken bilmesi ve de bunun gereksizliğini kabul etmesi de bunu çözmeye yetmez ve bir iç karmaşa yaşar, ben eşimi seviyorum, onu istiyorum, kanunen benim eşim, ailem onu kabul ediyor, ben kabul ediyorum, peki neden bunu yapamıyorum gibi iç karmaşalar ve bunalımlar yaşayabilir.
Bazı kadınlarda cinsel isteklerinin olmadığı şeklinde düşünürler,ben ilişkiye arzu duymuyorum,duysam yapacağım ama içimden gelmiyor diye yakınırlar, buda tamamiyle bir savunma sistemidir,insan canının yanacağından korktuğu veya zarar göreceğine inandığı veya inandırıldığı şeyi isteyebilir mi ?
Bazen çözüm olarak vurdum duymazlık yaşar ve beni seven beni böyle de sever illa cinsel ilişki mi yaşamak gerekir gibi bir takım savunma mekanizmaları geliştirerek kendisini rahatlatmaya çalışır, ama sorun hep vardır ve her gün büyür, bir gün eşlerin her ikisi de bunu taşıyamayacak hale gelir ve ilişki biter.
Erkekler başlangıçta çok ılımlı yaklaşırlar ilişkiye giremeyen eşlerine ,bazen de anlayamama ve öfke ve kırılganlık hisleri arasında kalırlar. Ve bedensel hiç bir sorunu olmamasına rağmen bazen erkekte sertleşme sorunu da başlayabilir. Erkek sonuçta tahammülsüzleşebilir, eşini zorlayabilir veya aldatabilir.
Bazende hanımlarımız tedavi olmayı istedikleri halde eşlerinin sorunu önemsemediklerini, tedaviye baş vurmayı ertelediklerini, veya olay çözüme yaklaştığı sırada eşlerinden destek göremediklerini fark eder buna çok şaşırırlar. Cinsel ilişki ile ilgili kaygı ve korkular yanlızca kadınlarda olmaz bazı erkeklerdede bu olabilir.Kadınlar için bunu anlamak veya hissetmek çok zordur çünkü onlar kendi problemlerine vede çözümlerine odaklanmışlardır. Evet bazen bunu anlamak veya hissetmek zordur ama şöyle düşünün başka insanlarda, hatta bazen sizde bu konuda kendinizi anlayamıyorsunuz. Ama gerçek olan şu ki problem var. İşte benzer bir yaklaşımla yaklaşırsanız eşinizide anlayabilirsiniz, buda çözümü kolaylaştırır. Onunda ilişkiden korkabileceğini, canının acıyabileceği ve ilişkide penisinin zarar göreceği düşüncesinin olabileceğini kabul etmeniz gerekebilir.
Tedavide hanımların yanı sıra ,erkeklerede kaygı ve korkularını yok edici, destek verici terapi yapıyoruz. Onları da anlyor, seviyor ve kaygılarına saygı duyuyoruz.
Vajinismus kadının ve erkeğin ortak bir sorunu olup, hiç bir taraf diğerini suçlamamalı veya anlayışsız olmamalıdır.
ERKEN BOŞALMA:
Erken boşalma, her ne kadar bir cinsel problem veya yetersizlik gibi görülse de bir problem olmayıp bir cinsel uyumsuzluktur. Cinsel ilişkide en önemli şey uyumdur. Bu yüzden de gerçek anlamda ortada bir erken boşalma sorunu olmayıp erkeğin kadının orgazmından önce veya ona ruhen yetecek kadar beraber olamadan boşalması bir cinsel uyumsuzluk ortaya çıkaracaktır.
# O halde erken boşalma diye adlandırılan sıkıntı bir cinsel yetersizlik değil, sadece çözülmesi gereken bir sorundur, ve çözümü de basittir. Bir partneriniz sizinle kurduğu ilişkide siz boşalmadan orgazma ulaşabilir, diğeri ise daha geç orgazm oluyordur ve siz ondan önce boşalabilirsiniz. Bu durumda kime veya neye göre erken boşalıyorsunuz. Böyle olunca bu tamamen karşı tarafla uyum sorunu olup bir yetersizlik değildir, ama var olan uyumsuzluğu da ortadan kaldırmak gerekir. Tabii ki bu konuda yapılan çalışmalar ve istatistikler vardır ve ortalamalar alınarak çıkarılan sonuçlar genel değerler olarak kabul edilebilinir.
Buna göre erken boşalma sınıflandırması aşağıdaki gibidir:
- penis vajina ya girmeden önce boşalma olursa: ileri derecede erken boşalma,
- penis vajina da iken 1 dakika veya daha altı zamanda boşalma: orta derece erken boşalma,
- penis vajinada iken 1 ila beş dakika arası boşalma: erken boşalma olarak kabul edilir.
Bu koşullar altında normal ilişki süresini penis vajinada iken en az 5 dakika ve üstü olarak kabul ediyoruz, ideali 5 ila 15 dakika arasıdır ama bu dediğimiz gibi çiftlere bağlı, siz erken boşalabilirsiniz veya partneriniz geç boşalabilir bu bir uyum sorunudur.
.
.
.
.
Adana’da Kurumumuzda, toplam 14 Aile Danışmanı Cinsel Problemler için sizlere yardımcı olmaya çalışmaktadır.
Randevu almak için lütfen arayınız.
0322 234 9 234
0544 204 61 82